İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumlarında Akran Zorbalığının Araştırılması ve Alınabilecek Önlemlerin Belirlenmesi amacıyla oluşturulan komisyon toplantısında “Bizim gerçek gücümüz, maddi zenginliklerden ziyade iyi eğitimli Türk evlatları yetiştirmek olmalıdır. Ülkemizin kalkınması, milli ve manevi değerlerimizin varlığını sürdürebilmesi, öğrenci, öğretmen ve eğitim sisteminin uyumuyla mümkündür. Öğretmenlerimiz, milli ve manevi değerleri bilen, merhametli, yardımsever, saygılı ve ahlaklı nesiller yetiştirmek için eğitimi, öğretimden ön planda tutmalıdırlar. Bu da öğretmenin öğretmenliğin ağırlığını hissettirdiği, öğrencinin öğretmenin bilgisine, eğitim ve öğretim anlayışına saygı duyduğu, velilerin de öğretmen-öğrenci ilişkisinde öğretmeni desteklemesiyle mümkün olur. Her çocuk biriciktir, kendine özgüdür ve içinde sonsuz potansiyeli barındıran bir kıymettir. Ailelerimizin, öğretmen-öğrenci ilişkisindeki tutumu, son zamanlarda çokça karşılaştığımız akran zorbalığının da önüne geçecektir” demişti
Sözlerini komisyon toplantısında yineleyen Taytak, “Her çocuk, kendi içinde büyük bir potansiyel taşıyan eşsiz bir değerdir. Ancak, son yıllarda sıkça karşılaşılan akran zorbalığı, çocuklarımızın psikolojik sağlığını olumsuz etkileyerek özgüven kaybı, içe kapanıklık ve kaygı bozuklukları gibi sorunlara yol açmaktadır. Bu sorunların önüne geçmek, ailelerin ve öğretmenlerin iş birliği içinde hareket etmesiyle mümkündür. Çocuklarımız birer güle benzer, bizler ise onların bahçıvanlarıyız. Onların gelişimi için sevgi, anlayış ve rehberlik en değerli araçlarımızdır” dedi.