KAYBEDEN BAŞKASI DEĞİL BİZİZ |
Yazmalıyız bugün, masmavi gökyüzünün, yemyeşil cennet gibi ormanların yangına teslim olarak kül olmasına inat, kaybettiğimiz canlıların sesi olmak adına kalemden kılıçlar olmalıyız…
Tüm heybetiyle yeryüzünden göğe uzanan korların esir aldığı, yok ettiği sadece; sayısını bile tahmin etmediğimiz ağaçlar mı? Yoksa derin bir iç çektiğimizde ciğerlerimize dolan belki de son nefesimiz mi? Kaybettiğimiz nefeslerimiz mi daha ağır, yoksa o nefesin içinde yok olup giden dünyamıza denge olan canlarımız mı?
Bugün kor alevler içerisinde kavrulacağını anlayan ama yavrularını o korların içerisinde bırakıp gidemeyen bir kuş mu daha çok yaktı canımızı? Yoksa o canlara gözünü bile kırpmadan kıyabilen canilerin varlığı mı? Canlarını kurtarmak için evlerinden, ocaklarından, çatılarından ayrılmak zorunda kalıp gözleri arkada kalan, belki de birçok şeyden feragat ederek emek harcadıkları kimisinin evladı, kimisinin ekmeği yerine koyduğu emeklerini geride bırakmaları mı?
Kaybettiğimiz; İlk umudumuz, hayalimiz değil bunun bilincindeyiz. Lakin kaybettiğimiz son geleceğimiz mi? Bunun bilincinde neden değiliz? Orman tüm ihtişamı ile çocukluğumuzdan itibaren düşlerimizi süsleyen önemini hepimizin bildiği, fakat varlığı ve yokluğu pamuk ipliğine bağlı olduğu gerçeğini bilmediğimiz, öğrenemediğimiz, öğrenmek istemediğimiz bir parçamız mı? Tek bir noktasını dahi yerine koyamadığımız, her zerresine muhtaç olduğumuz doğayı kendi ellerimiz ile nasıl yok edebiliyoruz. Nasıl engel olamıyoruz yok olmasına. Doğanın bir bütün olduğunun, bizlerin de bu bütünün bir parçası olduğu gerçeğini neden göremiyoruz. Faturayı hiçbir zaman tek bir kişinin ödemediğini bir kişinin hatasının, kötülüğünün sonucunu binlerce kişinin ödediğini neden haykırmıyoruz. Yaptığımız her kötülüğe, cevabı yok olmak olan doğanın, yüzyıllardır verdiği mesajı neden çözmüyoruz…
Bir olmalıyız hepimiz bilinçli olmalıyız. Birbirimize ve doğaya karşı sorumlu olduğumuzu artık kabullenmeliyiz. Aramızdaki çürük yumurtalar daha çok çoğalmadan, daha fazla zarar vermeden biz çoğalmalıyız. Kaybeden başkası değil biziz.