“TÜRKİYE’NİN HER YERİ DELİK DEŞİK, YER ÜSTÜ SATILDI, YER ALTI TALAN EDİLİYOR!”
Çakır, Türkiye’nin doğal zenginliklerinin ve milli varlıklarının, belli çıkar gruplarına peşkeş çekildiğini ve halkın bundan hiçbir fayda görmediğini belirterek şu açıklamayı yaptı: “Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bu ülkenin her tarafı delik deşik edildi! Karadeniz’den Kaz Dağları’na, Kırşehir’e kadar maden sahaları, enerji tesisleri, limanlar, fabrikalar ya özelleştirildi ya da yok edildi! Yer üstündeki tüm milli zenginlikler satıldı, yetmedi şimdi de yer altı kaynaklarımız peşkeş çekiliyor!”
Çakır, Türkiye’de yabancı ortaklı şirketlerin ülkenin zenginliklerini çok düşük bedellerle ele geçirdiğini ve halkın bundan hiçbir fayda sağlamadığını vurguladı: “Milyar dolarlık kaynaklar, birkaç yüz milyon dolara bir avuç imtiyazlı kişiye devrediliyor! Bayburt’ta, Bartın’da, doğuda batıda fark etmiyor! Ülkenin her yerinde yer altı zenginlikleri, enerji kaynakları, doğal kaynaklar sessizce elden çıkarılıyor! Ama halkımız fakirleşiyor, geçinemiyor! Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?”
“ELEKTRİK ZAMLARI HALKIN SIRTINA YÜKLENİYOR!”
Çakır, Türkiye’de enerji sektörünün özelleştirilmesiyle birlikte halkın fahiş faturalar ödemeye mahkum edildiğini ve yeni zamlarla bu yükün daha da arttığını belirtti: “Biliyorsunuz, elektrik faturalarına yeni bir düzenleme getirildi ve halkın sırtına yine yük bindirildi! 1.050 TL gelen bir elektrik faturası, artık 2.000 TL’ye çıkacak! Bu ülke bu kadar enerji kaynağına sahipken, halk neden dünyanın en pahalı elektrik ve doğalgazını kullanıyor? Çünkü kamu kaynakları bir avuç şirketin eline teslim edildi!” Çakır, hükümetin halkın alım gücünü düşürmeye devam ettiğini ve ekonomik kararların vatandaşı korumaktan uzak olduğunu söyledi: “Enerji üretimi özel sektörün elinde! Devlet denetimi kaybetti! Kimse halkın menfaatini düşünmüyor! Faturalar katlanıyor, maaşlar düşüyor, halk yoksullaşıyor ama servet sahipleri daha da zenginleşiyor!”
“BİZ BU ZULMÜ HAK ETMEDİK!”
Çakır, Türkiye’nin bu denli zengin doğal kaynaklara ve güçlü ekonomiye sahip olmasına rağmen halkın yoksullaştırılmasını kabul edilemez olarak nitelendirdi: “Biz bunları hak etmedik, hak etmiyoruz da! Bu memleket altından üstüne, doğusundan batısına, 80 milyon insana değil, 800 milyon insana yetecek kadar zengin! Ama halkımız geçinemiyor! Çünkü doymak bilmeyen bir rant çetesi var!” Çakır, iktidarın halkı oyalamak için sürekli dış güçler bahanesi sunduğunu, ancak asıl suçlunun yanlış yönetim olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Sürekli ‘Dış güçler, ekonomik savaş, küresel kriz’ gibi bahaneler duyuyoruz! Peki neden sadece Türkiye fakirleşiyor? Neden milli kaynaklarımızı yönetemiyoruz? Çünkü israf, rant ve kötü yönetim bu ülkenin en büyük sorunu haline geldi!”
“SİYASET HALKIN YANINDA OLMALI, MENFAAT ÇEVRELERİNİN DEĞİL!”
Çakır, siyasi iktidarın halkın sorunlarına çözüm üretmek yerine, belli kesimlerin çıkarlarını koruduğunu ve halkın bundan zarar gördüğünü belirterek şunları söyledi: “İktidar, sürekli ‘Vatan, millet, devlet’ diyerek milli duygularla halkı avutuyor. Ama gerçek şu ki, bu ülkenin kaynakları halk için değil, bir avuç seçkin zümre için kullanılıyor! Eğer gerçekten vatanı seviyorsanız, bu ülkenin kaynaklarını halkın refahı için kullanın! Eğer gerçekten milleti düşünüyorsanız, yoksulluğa mahkum edilen emeklileri, işsiz gençleri, açlık sınırında çalışan işçileri düşünün!” Çakır, Türkiye’nin kendi doğal zenginliklerini halkın yararına kullanması gerektiğini ve siyasi yönetimin halkın refahını öncelik alması gerektiğini vurguladı: “Bugün Almanya, Fransa, İskandinav ülkeleri enerji kaynaklarını halkının lehine kullanıyor. Ama Türkiye’de doğalgaz rezervleri bulunuyor, madenler keşfediliyor, halk ise fakirleşiyor! Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır?”
“TÜRKİYE HALK İÇİN YÖNETİLMELİ, BİR AVUÇ ZÜMRE İÇİN DEĞİL!”
Çakır, Türkiye’nin artık bu düzeni değiştirmek zorunda olduğunu ve halkın uyanması gerektiğini belirterek açıklamalarını şu sözlerle tamamladı: “Biz Yeniden Refah Partisi olarak, bu ülkenin halkı için çalışıyoruz! Kaynaklarımızın, zenginliklerimizin, enerjimizin, üretim gücümüzün sadece bir avuç haramzade için değil, halkın refahı için kullanılmasını savunuyoruz! Türkiye’de yaşayan herkes insanca yaşamayı hak ediyor! Bu düzen böyle devam edemez, halk artık uyansın!” dedi.